Değirmenci Dergisi Sayı: 116 Ocak-Şubat 2020

46 OCAK-ŞUBAT 2020 “Her ne kadar Türkiye son 6 yıldır açık ara farkla dünya un ihracatının neredeyse 1/3’ünü tek başına gerçekleştiriyor olsa da orta ve uzun vadede çeşitli riskler bizi beklemektedir. İlk olarak Türkiye’nin un ihracatı yaptığı ülke sayısını artırması gereklidir. Çünkü tüm ihracatın yarısı Irak’a yapılmaktadır. Sektörümüzün diğer en büyük sıkıntısı kaliteli, ucuz ve yeterli hammaddeye ulaşım zorluğudur. Hem iç pazar için hem de ihracatı yerli buğdayımız ile yapabilmek için önlemlerin artırılarak devam etmesi gereklidir.” Un sanayicisini bekleyen riskler Hasan Özmermer Özmermer Un Yönetim Kurulu Üyesi Türkiye un sektörü ihracatta uzun süredir al- tın çağını yaşıyor. Ancak aynı zamanda birçok sorunla boğuşuyor. Sektörümüzün iki temel so- runu bulunuyor. İlki atıl kapasite sorunu; ikincisi ise yeterli, kaliteli ve ucuz hammadde eksikliği- dir. Bu belli başlı iki sıkıntıya çözüm bulunma- dığı sürece sektörümüzün yaşadığı zorlukların devam edeceği açıktır. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2018 Hububat Sektörü Raporu’na göre Türkiye’de faal un fab- rika sayısı 659’dur. Bu 659 fabrikanın kapasite kullanım oranı yüzde 52’dir. Bir başka deyişle faal olmayan fabrikalar haricinde kapasitenin yarısı âtıl durumdadır. 1 Faal olmayan her üre- tim tesisinin ve âtıl olan her kapasitenin anlamı milli servetimizin atıl durumda olduğudur. Milli sermayenin daha fazla ziyan edilmemesi için acilen buğday unu üretiminin lisansa bağlan- ması gereklidir. Yeni tesislerin açılmasının yasal düzenleme ile engellenmesi gerekmektedir. Atıl kapasitede bizi bekleyen diğer sorun ise ihracat pazarındaki daralma riskidir. Her ne ka- dar Türkiye son 6 yıldır açık ara farkla dünya un ihracatının neredeyse 1/3’ünü tek başına ger- çekleştiriyor olsa da orta ve uzun vadede çeşitli riskler bizi beklemektedir. Türkiye’nin un ihracatı yaptığı ülke sayısını ve özellikle bu ülkelere yapılan tonajı artırması gereklidir. Çünkü tüm ihracatın yarısı Irak’a ya-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx