Değirmenci Dergisi Sayı: 117 Mart-Nisan 2020
18 MART-NİSAN 2020 HABER bazlı gıda ürünlerine yönelik talep patlamasında bunu gördük. ABD merkezli İyi Gıda Enstitüsü’ne (Good Food Institute) göre, bu ürünlerin sadece ABD’deki peraken- de satışlarının toplam cirosu geçtiğimiz yıl %11 artışla 4,5 milyar dolara yükseldi. Araştırma şirketi BIS verile- rine göre, bitkisel bazlı gıda pazarı yıllık %13,82 bile- şik büyüme ile 2024 yılı itibariyle 480 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacak. Bu rakamlar, Tyson Foods gibi et üretimi yapan şirketleri ile McDonald’s, Burger King ve KFC gibi büyük restoran zincirlerinin dikkatini de çekmiş durumda. Peki burada olup biten ne? Aslında, gıda endüstrisi- nin sağlıklı, besleyici ve aynı zamanda çevreci gıdalar konusundaki tüketici taleplerine kulak verdiğine şahit oluyoruz. Ve bu talep çoğunlukla da baklagiller ile kar- şılanıyor. Bu kapsamda özellikle bezelyedeki proteine dikkat çekiliyor, ancak baklagil sektörünün önde gelen oyuncuları bakla, mercimek ve diğer bakliyatlara da ya- tırım yapılıyor. Baklagillere yönelik bu ilginin sebebi, bu ürünlerin sağladığı çok yönlü faydalar. Besleyicilik konusunda, yağ oranlarının düşük olması ve yüksek kaliteli proteini makul fiyatla sağlamaları öne çıkıyor. Aynı zamanda lif bakımından zengin olan baklagiller; kalsiyum, potas- yum, folik asit, çinko, demir ve magnezyum gibi önem- li vitaminler ve mineralleri de yüksek oranda içeriyor. Dünya genelinde birçok beslenme uzmanı, sağlıklı diyet programlarına baklagilleri de dahil ediyor. Baklagiller, besleyicilik bakımından çok güçlü oldukları için sağlıklı yaşam adına da çok önemli bir rol üstleniyor. Yüksek protein ve lif oranı, insanların kendilerini tok his- setmelerini sağlıyor ve böylece hem yetersiz beslenme hem de obezite ile mücadeleye yardımcı oluyor. Bunun yanında, bileşenlerine ayrılması vakit alan karmaşık kar- bonhidratlar sayesinde, basit şekerlerin sağladığı kısa süreli ve ani enerji yerine daha uzun süre devam eden bir enerji takviyesi sağlıyor. Bu karbonhidratlar arasında yer alan oligosakkaritler ve dirençli nişasta da bağırsak sağlığı bakımından faydalı. Araştırmalar ayrıca, baklagil- lerde yer alan antioksidan vitaminler ile yüksek lif ve dü- şük yağ oranı sayesinde, baklagiller bakımından zengin beslenme alışkanlıklarına sahip olan kişilerin diyabet, kalp hastalığı ve hatta bazı kanser türlerine yakalanma riskinin azaldığını gösteriyor. Son olarak, müşteri talepleri ile tarım arazileri ara- sındaki bağlantılar kapsamında çevre duyarlılığını da görmezden gelemeyiz. Çiftçiler, baklagil ekmeyi sever. Çünkü baklagiller, havadaki serbest azot moleküllerini toprağa çeker. Toprak zenginleştiği için bir sonraki dö- nemde ekilecek olan diğer bitki türlerini kimyevi güb- relerle destekleme ihtiyacı azalmış olur. Baklagillerden protein elde etmek için, gerek diğer bitkiler gerekse hayvanlardan elde edilen proteine kıyasla daha az su kullanılır. Sonuç olarak, çevre duyarlılığına sahip olan tüketiciler, bıraktıkları karbon ayak izini azaltma adına baklagilleri tercih edebilirler. Bu yüzden, bakliyat üretiminin artmaya başlaması hiç de şaşırtıcı değil. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgü- tü rakamlarına göre; 1998-2018 yılları arasında baklagil üretimi %63’lük artışla 36 milyon tona yükseldi. Yine de tabii ki daha yapılacak çok şey var. Örneğin, gelişmek- te olan ülkelerdeki baklagil üreticilerine destek vermek adına rekolteyi artırmak için araştırmaların yapılması gerekiyor. Dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler, gıda üreticileri ve çiftçiler de iklim değişikliği ve nüfus artışının dam- gasını vurduğu bu çağda geleceğin sürdürülebilir gıda sistemlerinde baklagillerin oynayacağı rolün ne kadar önemli olduğunun farkında. İşte bu yüzden de baklagil- lerin geleceğin gıdası olduğunu söyleyebiliriz. Kaynak: Nisan 2019 sonu itibariyle Good Food Institute verileri
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx