Değirmenci Dergisi Sayı: 117 Mart-Nisan 2020

79 MAKALE MART-NİSAN 2020 sağlayacağını düşünüyorum. Çok hızlı ve haince yayılan bir virüsten bahsediyoruz. Bu işin sonu nerelere varır kimse kestiremiyor. Belki birkaç ay sonra gülerek bugünlerimizi anacağız. Belki yıllar sürecek bir karanlığı yaşayacağız. Olumsuz senaryo gerçekleşecek olursa göreceğiz ki insanlık birden birkaç seviye düşecek. İnsan düşünmek bile istemiyor ama öyle bir zamanda gü- nümüzün olmazsa olmazlarını bulamayacağımız bir hayata ‘merhaba’ diyeceğiz. Eğer o günler gelirse aslında her şeyin ne kadar boş olduğunu, markalı kıyafetlerin, pahalı saatler, telefon veya otomobillerin, lüks evlerin, paranın-pulun ne kadar boş olduğunu anlayacağız. İnşallah görmeyiz ama o dönemler gelecek olursa insanın dert edineceği tek düşün- ce, ailesine aş bulma düşüncesi olacaktır. İşte tam da burada daha önceleri yazdığım şu sözümü hatırlatmak istiyorum: “Bir avuç buğdayı kaybedecek lük- sümüz yok”. Ben o sözü şimdi, “Bir buğday tanesini dahi kaybedecek lüksümüz yok” şeklinde değiştirmek istiyorum. Petrol olmasa, elektrik olmasa, internet olmasa da insan ya- şayabilir. Ancak beslenmeden yaşayamaz. İşte tam da böyle zamanlarda bir avuç altını bir avuç buğday ile değişmeye razı olur insan. Ekecek bir karış toprak ile bir avuç buğda- yınız en kıymetli şeyiniz olur. Çünkü bir avuç buğdayda yaklaşık 1000 tane (35-40 gr) buğday var ve bunu ektiğiniz zaman, -hepsinin sağlıklı tut- tuğunu varsayarsak- 40 bin adet (yaklaşık 1,5 kg.) ürün alırsınız. Bu da belki sizin ve ailenizin sağ kalmasını ve nes- lin devam etmesine imkan ve- recek hayat döngüsünü sağlar. Haberleri izlediğinizde hangi markalar şubelerini ka- patmış, hangi firmalar üreti- me ara vermiş, kim işçilerini yıllık izne çıkarmış görürsü- nüz. Dünyada ara verileme- yecek en önemli işlerden biri buğday (ve türevlerinin) eki- mi ve hasadıdır. Hâlâ sağlığı- mız yerindeyken, daha kötü günler henüz gelmemişken ve ekilecek toprağınız var- ken lütfen boş durmayın, o toprağı işleyin, ekin, biçin… Tabi ki o buğday hasat edildikten sonra sorunlar bitmiyor. Onun un veya ekmek oluncaya kadar geçen süreçte, yani depolamada ve üretiminde ve daha bir çok aşamada sorun ve risklerle karşılaşacaksınız. Ama o sorunları çözmek için çalışan bizim gibi birçok firma var. Burada asıl önemlisi işi o noktaya getirebilmek. O yüz- den “ekin, dikin, biçin”. Bizi kurtaracak olan topraktır, tarımdır, üretmektir. Şahsen ben bu salgının ortaya çıkması ile birlikte dev- letimizin aldığı acil önlemleri çok olumlu buluyorum. Top- lum olarak bize düşen ise şu anda tek vücut gibi davranıp kurallara ve yasaklara harfiyen uymak, virüsün yayılması- nı durdurmaktır. İyimser birisi olarak bu hastalığı çok kısa sürede atlatacağımıza eminim. Hatta aşının ya da tedavi- sinin Türk hekimleri tarafından bulunacağına inanıyorum. Çünkü Sağlık Bakanlığımız bugünlerde olağanüstü bir performans sergiliyor. Bu vesile ile de onlara şükranları- mızı bir kez daha belirtelim: İyi ki varsınız. Sevdiklerin için, ailen için, ülken ve insanlık için on dört gün kuralına uy! Bu gerçekten çok çok önemli. Hastalığı bulaştırma olasılığını, yani o yayılma zincirini koparalım. Hastalığın seyir grafiği hep aynı. Bunun nerede durakla- yacağına bizler, yani toplum karar verecek.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx