Değirmenci Dergisi Sayı: 117 Mart-Nisan 2020

87 MAKALE MART-NİSAN 2020 nispetine göre değişmekle birlikte yumuşak, cıvık, akıcı ve yapışkan, düşük gaz tutma kapasitesine sahip olup; bu ha- murlardan düşük hacimli, bozuk tekstür ve gözenek yapısı- na sahip ekmekler elde edilmektedir. Bisküvi ve kek üretimi için kullanılan unda süne zararı sonucu asparajin miktarında yaklaşık %23 oranında artış gözlenmiş ve akrilamid olu- şumu nedeni ile bisküvilerde ise potansiyel sağlık riskinin arttığı saptanmıştır[3,4]). Bu gibi olumsuz etkileri önlemek için süne zararlısını iyi tanımak ve mücadele stratejilerini iyi bilmek önem kazanmaktadır. Sünenin Tanımı, Yaşayışı ve Zarar Şekli Süne türlerinin vücudu genellikle toprak renginde olup (Şekil 1) ancak bireyler arasında bazen kiremit bazen de alacalı renklerin karışımı görülmektedir. Yumurtaları küre şeklinde olup dişiler bunları 12-14 adet olacak şekilde kü- meler halinde bırakırlar ve yılda bir döl verirler. Yumurtadan çıkan nimfler ergin olana kadar beş dönem geçirirler ve bu erginlere ‘yeni nesil ergin’ denilir. Yeni nesil erginler takri- ben mayıs ayı sonlarında görülür ve buğdayların sarı olum döneminde kışı geçirebilmek, gerekli yağı depolayabilmek için oburca beslenip bitkiye çok zarar verirler. Süneler 800- 1600 m. yükseklikteki kışlak alanlarında meşe yaprakları, geven, kirpi otu gibi bitkilerin altında ve toprağın içerisinde kışı geçirirler. Kışlamış erginler ilkbaharda ovalara göç ede- rek kardeşlenme döneminde olan buğdayın saplarını eme- rek kurumasına neden olurlar. Bu zarar şekline ‘kurtboğazı’ denilmektedir. Buğday geliştikçe erginlerde beslenmelerine devam ederler. Başaklar yaprak kılıfı içinde iken çiçek dö- neminde ve tane bağlarken yine saplarda beslenen erginler başakların beyazımsı bir renk almalarına, kurumalarına ne- den olurlar. Bu zarar şekline ‘akbaşak’ adı verilir (Şekil 2). Başaklardaki taneler süt olumuna gelmeye başladığı sıra- da kışlamış erginlerin bıraktığı yumurtadan çıkan nimflerin beslenmesi sonucu taneler çimlenme güçlerini kaybedecek- leri gibi ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de yitirirler [5]. MÜCADELESİ: Kültürel Mücadele: Bu mücadele içerisinde erken gelişen buğday çeşitlerinin ve zamanında ekimin yapılması, tarlaların iyi hazırlanması, nadasın iyi uygulanması, yabancı ot mücadelesinin yapıl- ması, mümkün olduğu kadar hasadın geciktirilmeden ya- pılması, polikültür tarıma önem verilmesi, yeşil alan oluş- Şekil 1

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx