Değirmenci Dergisi Sayı:123 Mart - Nisan 2021
70 TEKNOLOJİ PLATFORMU MART - NİSAN 2021 En başta ne üretmek istediğinizi bilmeniz lazım. Elinizde çok faz- la buğday ve bunlarla ilgili veri olmalı. Üreteceğiniz ürünün pro- teini ne olmalı? Nişasta zedelen- me değerlerini ne yapmalıyım? Bunlar gibi bir çok kriter etraflıca düşünülmeli. En önemlisi, çıkar- dığınız ürün her zaman stan- dart olmalı. Bu açıdan da kalite kontrol laboratuvarları kesinlikle un üreten firmaların olmazsa olmazıdır. Çok sayıda firmanın rekabet ettiği bir piyasada isteni- len ürünü standart kalitede üre- temediğiniz takdirde barınmanız çok zor. Laboratuvar, bu noktada bize büyük katkı sağlıyor. Covid-19 sürecinde tüm sektörler hem çalışanların hem tüketicilerin sağlığını korumak için tedbirler aldı. Sofralarımızda çok önemli bir paya sahip unu üreten un sanayi, pandemi sürecinde ne gibi tedbirler aldı? Tüm dünya ne yazık ki adeta Covid-19 virüsünün esiri oldu. Bu virüsün yayılmasını önlemek adına hijyen kuralları ve gıda güvenliği daha da önem kazandı. Un üreticisi ola- rak bizler de her zaman özen göstermiş olduğumuz hijyen kurallarına bazı eklemeler yaptık. Örneğin çalışma arkadaş- larımızın düzenli olarak ateş ölçümü yapılıyor. Herhangi ra- hatsızlık belirtisi olan çalışanımız işyerine alınmıyor. Herhangi bir sağlık problemi olmayan arkadaşlarımız ise tüm hijyen kurallarını uygulayarak ve en son dezenfektan kabininden geçerek çalışma ekipmanları ile üretim yerine gi- riş yapıyor. Yemekhane ve dinlenme bölümlerinde de sosyal mesafeye dikkat ediyoruz. Ayrıca yıllık izin kullanan perso- nelden izin dönüşü Covid-19 test sonucu talep ediyoruz. Güneydoğu menşeili bir firma olmanızın size sağladığı avantaj ve dezavantajlar nelerdir? Güneydoğu bölgesinde olmamızın, hammadde ve lo- jistik açısından avantajları ve dezavantajları var. Güney- doğu Anadolu bölgesinde dünya standartlarının üzerinde proteinli buğdaylar yetişmekte. Durum buğday unu üre- timimizde, bu bölgenin verdiği kimyasal ve fiziksel değer- leri hiçbir bölgede göremedik. Diğer yandan, lojistik ola- rak ise nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu şehirlere uzak oluşu ve buna bağlı olarak navlun ödemelerinin yüksek olması bölge sanayicilerini zorluyor. Sizce un sanayicisinin karşılaştığı en büyük sorunlar neler? Un sanayisi ülkemizde yıllarca bilinçsiz ve hesapsız şekilde gelişti. Ülkemizin ihtiyacından ve ihracatından çok daha fazla atıl kapasite var. Firma sayısının çok fazla olması, sanayiciyi kâr- sız rekabetlere itmekte. Özellikle bölgesel teşvikler biz un sanayi- cilerini zor duruma düşürmekte. Temel gıda maddesi olan ve ni- met olarak bize verilen buğdayı, rekabet neticesinde değersiz bir ürünmüş gibi işleyen firmaların sektörü zora soktuğu aşikar. Bu rekabetten doğan düşük kârdan dolayı bir çok köklü firma sektö- re yatırım yapamamakta. Oysa ki sektör bu durumdayken yeni başlayacak olan firmalara değil de işinde tecrübeli, profesyonel sanayicilerimize teknoloji yenileme gibi teşviklerin verilme- sinin uygun olacağını düşünüyorum. Değirmencilik sektörüne makine ve teknoloji sunan tedarikçilerden neler bekliyorsunuz? Hangi alanlarda yenilikçi çözümlere ihtiyaç duyuyorsunuz? Ülkemizde son 5 yıldır endüstri 4.0 adı altında tesisler ku- ruluyor. Bu yatırımlar gerçekten onur verici. Endüstri 4.0 ile çalışan firmalar tamamen insan kaynaklı hataları azaltmak, düşük enerji tüketimi sağlamak ve minimum iş gücü ilke- siyle kuruluyor. Lakin un, buğdaydan çıkar. Üretim aşaması kolaylaşıyor ama nasıl bir formülasyon ve proses uygulaya- cağını bilmeyen tesisler kuruluyor. Yeni nesil değirmen makine üreticileri sadece tesis kurmu- yorlar. Ne tür prosesler ile üretim yapıldığını, gıda güvenli- ği kültürüne de önem veriyorlar. Ülkemizdeki çoğu makine üreticisi en iyi cihazı üretmek için çalışıyor, yapıyorlar da. Ama artık bu tedarikçilerin de buğday unu nasıl üretilir, ne tür prosesler ile çalışılmalı, gıda güvenliği en iyi nasıl sağla- nır gibi konulara da önem göstermeli. Son zamanlarda yeni nesil makine üreticilerinin, üretim süreçlerinin üzerine düş- tüklerine ve bunun üzerine çeşitli eğitim kurumlarıyla çalış- tıklarına tanık oluyorum. Geleceğe dönük ne gibi yatırım planlarınız var? Bizim en büyük amacımız çok yüksek kapasiteli tesisler değil, piyasanın taleplerine cevap verebilecek ve insanlara en iyi şekilde hizmet edebilecek tesisler kurmak. Özellikle eklemek istediğiniz, okuyucularımızla pay- laşmak istediğiniz bir husus var mı? Röportajımızı okuyanlara tavsiyem, işinizin en iyisini yap- mak için çalışın. İnanın yapmak istedikten sonra imkansız diye bir şey yok.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx