Değirmenci Dergisi Sayı:126 Eylül-Ekim 2021

77 RÖPORTAJ EYLÜL - EKİM 2021 de ürünlerimizi müşterilerimizle buluşturuyoruz. Aynı şekilde ülkemizin önde gelen un ihracatçılarından bir tanesiyiz ve 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Sn. Kaşıkçı, siz hem Türkiye’yi hem dünya piyasalarını yakından takip ediyorsunuz. Koronavirüs salgını ekono- milerde çok yönlü değişikliklere yol açtı. Peki bu süreçte dünya ihracat şampiyonu Türk un sanayicisinin yurt dışı satışları nasıl etkilendi? Pandemi, II. Dünya Savaşı’ndan beri dünya ekonomisinin gördüğü en büyük talep şokunu beraberinde getirdi. Dünya Bankası’na göre dünya ekonomisi 2020 yılında %3,6 oranın- da küçüldü. Turizm, ulaşım ve perakende sektörleri çok ciddi etkilendi. Bununla beraber –HORECA (otel, restaurant, cafe) segmentini hariç tutarsak-, bir temel gıda maddesi olması nedeniyle dünyada ve Türkiye’de buğday unu talebinde çok ciddi bir düşüş görülmedi. Hatta pandeminin ilk dönemlerin- de gerek yurt içinden gerekse yurt dışından çok yoğun bir un talebi ile karşılaştık. Ben bu dönemde çoğu zaman haksız bir şekilde günah keçisi ilan edilen sektörümüzün çok başarılı bir sınav verdiğine inanıyorum. Kavukçu başta olmak üzere birçok un sanayicimiz o dönemde belirli bir süre fiyat artırma- ma taahhüdünde bulundu, sorumlu bir duruş sergiledi. Bu da sektörümüzün temel girdi maliyetlerinde katlanılamayacak artışlar olmadıkça zam yapmak gibi bir refleksinin de, sektör- deki yoğun rekabet nedeniyle imkanının da olmadığının en güzel ispatıydı diye düşünüyorum. KONTEYNER KRİZİ UN İHRACATINI ETKİLİYOR Pandeminin başında yaşanan panik talebi, takip eden aylarda normale döndü. Yukarıda da belirtiğim gibi HORECA’daki daralmanın etkisi ile 2020 yılında ülkemiz genel un tüketiminde %10 - %15 arası bir düşüş yaşanmış olabileceğini düşünüyorum. İhracat pazarlarımızda pandemi süresince ciddi bir talep düşüşü ile karşılaşmadık. Ancak ihracatımız için en büyük problem 2020 yılının son çeyreğinde başlayan ve şiddetle- nerek bugün de devam etmekte olan konteyner krizi oldu. Konteyner navlunlarında daha önce görülmemiş oranlarda ve ani artışlar yaşandı. Fiyat artışlarına ilave olarak kontey- ner tedariği de büyük bir sorun oldu. Hatlar fiyattan bağımsız yük kabul etmemeye, servis kapatmaya başladılar. Maale- sef bahsettiğim sıkıntılı durum halen devam ediyor ve 2021 buğday unu ihracatımız bu nedenle bir önceki yıldan daha düşük bir seviyede tamamlanabilir. İHRACAT İÇİN MİLLİ KONTEYNER HATTI KURULMALI Bir ihracatçı olarak şunu belirtmek isterim: Eğer ülkemizin 500 milyar USD ihracat hedefine ulaşmasını istiyorsak yap- mamız gereken stratejik adımlardan bir tanesi de devletimizin konteyner taşıma sektörünü yakın izlemede tutarak sektörde- ki oligopolistik yapıyı kıracak bir milli hattın en kısa zamanda hayata geçirilmesidir. ATIL KAPASİTE SORUNU Türkiye’de bundan birkaç yıl önce 700’ün üzerinde un fabrikasında üretim gerçekleştiriliyordu. Ama bir konsoli- dasyon süreci başladı. Bugün bu sayı 500’ün altına indi. Ama yine de kurulu kapasite, ihtiyacın iki katı. Un sektörü- ne bu kadar çok fazla oyuncunun rağbet etmesinin sebebi nedir? Üretim kapasitesinin yarısına yakını atıl duruyor. Bu çıkmazdan nasıl kurtulabiliriz? Ülkemizde un fabrikası sayısının bu kadar artmış olmasında birçok etmeni sayabiliriz. 1980 ve 1990’lı yıllarda un fabrikası yatırımlarına verilen teşvikler, şehirli nüfusun artması, 2000’li

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx