Değirmenci Dergisi Sayı:130 Mayıs - Haziran 2022

70 KAPAK DOSYASI MAYIS-HAZİRAN 2022 Bitki bazlı süt alternatifleri ve et alternatifleri, dünya ça- pında çeşitli bölgelerde oldukça popüler ve yaygın hale geldi. Yumurta ve deniz ürünleri için bitki bazlı alternatif- ler ise biraz geriden geliyor. Küresel hacmi 2020'de 29,4 milyar dolar olan bu sektörün, (özellikle bitki bazlı et alter- natifleri ve içecekler), 2030 yılına kadar 162 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bloomberg Intelligence tarafından yapılan bir araştırmaya göre, dünya kaynakları üzerin- de baskı yaratan nüfus artışı, bitki bazlı gıda sektörünün büyümesine katkıda bulunacak. Asya-Pasifik bölgesinin, 2030 yılına kadar 4,6 milyar olması beklenen nüfusuyla sınırlı gıda arzı karşısında özellikle savunmasız bölgeler arasında olduğuna dikkat çeken araştırma, “Sonuç olarak bu bölgenin bitki bazlı protein pazarına hakim olması muh- temel. 2020'de 13,5 milyar dolar büyüklüğünde olan As- ya-Pasifik bölgesindeki bitki temelli protein pazarı, 2030 yılına kadar 64,8 milyar dolara ulaşacak. Bu bölgedeki pa- zarın çoğunluğunu yüzde 57’lik oranla süt alternatifi ürün- ler oluşturacak. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki satışlar 40 milyar dolara ulaşırken, Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika bölgelerinin her birinde de 8-9 milyar dolarlık satış rakamı- na erişilecek.” öngörüsünde bulunuyor. Bloomberg Intelligence, alternatif et pazarının da önü- müzdeki on yıl içinde 4,2 milyar dolardan 74 milyar dola- ra yükselmesini öngörüyor. Raporda, bitki bazlı alternatif et pazarındaki büyümenin başlıca itici güçlerinin sağlık ve sürdürülebilirlik faydaları konusundaki farkındalığın artmasının yanı bu ürün grubundaki fiyatlardaki düşüş ol- duğu ifade ediliyor. Bitki bazlı alternatif et pazarının, ag- resif bir şekilde büyüyerek 2030 yılına kadar 118 milyar dolara kadar ulaşabileceği aktarılıyor. Bloomberg Intelligence analisti Jennifer Bartashus, “Yiye- cekle ilgili tüketici alışkanlıkları genellikle geçici bir heves olarak gelir ve geçer. Ancak bitki temelli alternatif gıdalara ilgi, kalıcı ve büyüyecek. Bu endüstride genişleyen ürün se- çenekleri, dünya çapındaki tüketiciler için bitki temelli gıda alternatiflerinin uzun vadeli bir seçenek haline gelmesine katkıda bulunuyor. Analizimiz, et ve süt ürünleri alternatif- lerinin satışları ve pazara girişi artmaya devam ederse, bit- ki bazlı gıda endüstrisinin hem süpermarketlerde hem de restoranlarda uygulanabilir bir seçenek olarak kök salma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Et ve süt ürünleri alternatifleri, önümüzdeki on yılda küresel pazar payının %5 ve %10'unu elde edebilir.” yorumunda bulunuyor. ABD merkezli Bitki Bazlı Gıdalar Derneği’nin (Plant Based Foods Association) direktörlerinden Julie Emmett de,“Bitki bazlı gıdaların pazar payındaki sürekli artış dikkat çekici ve bu, değişimin kalıcı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Gide- rek daha fazla tüketici, kendi değerlerine uygun bitki bazlı seçeneklere yöneliyor. Tüketici endişelerini ciddiye alan sektör, bizi güvenli ve sürdürülebilir bir gıda sistemine daha da yaklaştıran değişimin temel itici gücü olma rolünü aktif olarak benimsiyor.” değerlendirmesini yapıyor. Bitki bazlı alternatiflerin en büyük avantajlarından biri, ürünün bileşimini teknolojik, beslenme, fonksiyonel ih- tiyaçlar ve benzer şekilde tüketici tercihlerini karşılaya- cak şekilde ayarlamak için daha geniş çeşitlilikte içerik kullanma imkanının olması. Bu nedenle, renk, biçim ve doku vermek için kullanılan içerik ve katkı maddelerine ek olarak, bu ürünlerin bir kısmı aynı zamanda besin içe- riğini artırmak ve bazı durumlarda bitki bazlı bileşenler ile ikame edilmesi amaçlanan hayvansal türevli ürünler ara- sındaki besin farklılıklarını hesaba katmak için vitaminler ve minerallerle takviye edilme eğiliminde. Et ikameleri üzerine araştırmalar yapan Good Food Institute Araştırma ve Analiz Departmanı Direktörü Karen Formanski, ürün inovasyonunun, bitki bazlı kategorilerin pazardan daha büyük bir pay kazanmaya devam etmesi için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Formanski, “Daha fazla tüketicinin bitki bazlı gıdaları daha sık yemesi- ni sağlamak, hayvansal ürünlerle rekabet edebilmek için daha iyi tat ve doku, daha fazla ürün çeşitliliği ve daha fazla satın alınabilirlik ve erişilebilirlik gerektirir. İşletmeler bitki bazlı gıdaların kalıcı gücünü fark ettiğinden, gıda endüstrisi, hayvansal ürünlerle rekabet etmek için bitki bazlı alterna- tiflerin geniş potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için bu fırsatları değerlendirmelidir.” tavsiyesinde bulunuyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx