Değirmenci Dergisi Sayı:127 Kasım - Aralık 2021
70 RÖPORTAJ KASIM - ARALIK 2021 da ise %17’lik artışla süt ve et alternatiflerine olan talepte en yüksek büyüme oranına sahip. Yurtiçinde ve dünyada yeni normalimizi buldukça bu ka- lıpların nasıl geliştiğini görmek için takipte olacağız. Geleneksel pazarlara yapılan ihracatı incelemek ve COVID-19’un satın alma davranışı üzerindeki etkisini izole etmek zor. Kanada açısından Çin gibi büyük pazarlardan gelen yeni talep, büyük ölçüde domuz endüstrisinin topar- lanması ve yem talebindeki büyüme ile güçlendi. Hindis- tan’da hükümetin Ulusal Gıda Güvenliği Yasası kapsamında her haneye 1 kg bakliyat sağlamasında COVID-19’un bir süre rol oynadığı söylenebilir ancak yerli üretim, çiftçiler, yerel fiyatlar, gıda fiyatı enflasyonu gibi birçok faktör kararın verilmesinde etkili olduğundan değişiklikleri sadece pan- demiye bağlamak zor. Bakliyattan üretilen bitki bazlı et ilgi görmeye başlıdı. Büyüyen bitki bazlı protein pazarı hakkındaki bilgilerinizi ve pazarın geleceği hakkındaki düşüncelerinizi paylaşa- bilir misiniz? Bitki bazlı gıdalar ve bitki bazlı et pazarlarının potansiye- line ilişkin bir dizi farklı değerlendirme var, ancak hepsi bir sonuca varıyor: pazar potansiyeli çok büyük ve hızla büyü- meye devam ediyor. Daha önce atıfta bulunduğum Businesswire rakamlarına ek olarak, Protein Industries Canada tarafından yaptırılan bir çalışma, bitki bazlı et pazarının değerine ilişkin ‘temel durum’ tahmininin 2035 yılına kadar 85 milyar ABD doları- na ulaşacağı tahmininde bulunuyor. Muhtemel fiyat artışıyla birlikte 2035 yılına kadar 143 milyar ABD dolarını aşacak bir pazar. Bu projeksiyonlar bugünün yatırımlarına yön veriyor. The Good Food Institute, 2020’de alternatif proteinlere 3,1 mil- yar ABD doları tutarında rekor bir yatırım yapıldığını açıkladı. Bu rakam, endüstri tarihi için bir rekor. Bu büyümenin birkaç sebebi var, ancak bu sebeplerin çok azı tüketici kadar önemli. NPD Group tarafından yürü- tülen yakın tarihli bir araştırma, 1981-1996 arası dönemde doğan Y kuşağının bitki bazlı et alternatiflerinin en büyük tü- keticileri olduğunu bulgusuna ulaştı. Raporda şöyle denili- yor: “Bu nesil, uzun vadeli sağlık hedefleri ve hayvan sağlığı endişeleri doğrultusunda, bitki bazlı et alternatiflerini makul bir yol olarak benimsedi. 1965-1980 arası dönemde doğan X kuşağı da bitki bazlı ürünlerin temel bir tüketici grubu ve bu gruptaki birçok kişinin 1997’den günümüze kadar doğan Z kuşağının ebeveynleri olduğu düşünüldüğünde Z kuşağı çocuklarını bitki bazlı yiyecek ve içeceklerle büyüttüler.” Ve bitki bazlı gıda trendinin uzun ömürlülüğü söz konu- su olduğunda Z kuşağının ne düşündüğü önemli. ‘Gerçek Gen: Z kuşağı ve bunun şirketler üzerindeki etkileri’ başlıklı bir McKinsey raporunda, yazarlar, şirketlerin bu nesil için uyması gereken en önemli üç tavsiyeden birinin, etik kaygı perspektifinden tüketim olduğunu belirtiyor. Z kuşağı tüketicileri, giderek artan bir şekilde markala- rın kendileri ve tüketicileri için anlamlı olan belirli konuları (veya sebepleri) seçmelerini ve bu belirli konular hakkında söyleyecekleri net bir şeyler olmasını ve markaların “bir du- ruş sergilemelerini” bekliyor. Beslenme ve sürdürülebilirlik konusunda açıklamalar yapmak giderek daha önemli hale gelecek. Ayrıca, son on yılda giderek daha fazla ülkenin sürdürüle- bilirlik konularını gıda politikalarına ve tüketici eğitim prog-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx